SOCIAL MEDIA

Love List

17 Mayıs 2020 Pazar

VINTAGE BİR MUTLULUK ESİNTİSİ ...


Bugüne kadar birçok şeye hastalık derecesinde tutkum oldu.
Alırken fiyatını bakmadığım, sonrasında bunu acısını çok çektiğim veya benzer ürünlerin evimde olmasına rağmen yine  dönüp dolaşıp aldığım…
Yani akla zarar alışveriş çılgınlığı yaptığım bir çok ürüne karşı zaaflarım oldu.
Yaş aldıkça, veya daha doğru bir ifade ile olgunlaştıkça bu hatalarımın bir çoğunu bıraktım yada azalttım.
Ama bazı tutkularım hala devam ediyor, eski yoğunluğu ile olmasa da.
Açıkça konuşmak gerekirse de ben de bunların bitmesini de istemiyorum.
Neden derseniz, o gençlik heyecanımdan ve  tutkularımdan bu yaşıma da bir şey kalsın , eski Dilekten ufakta olsa biz izler taşıyayım diye. 
Bu iz bazı hataları içerse de.
Doğrumu yoksa yanlış mı düşünüyorum, bilmiyorum.
Sizce?


İşte bu tutkularımın en başında olan şeylerden biridir çanta.
Eskisi kadar çok asla almasam da her zaman yeni ne model çıkmış, şimdi hangi modeli moda olmuş diye takip ettiğim bir aksesuardır kendisi.
Ama artık alışveriş yaparken daha akıllıca davranmaya çalışıyorum. 
Evimde olan klasik modellerin yerine, sezonu tarz olduğunu düşündüğüm tek bir modelini alıyor ve kullanıyorum. 
Öyle on-on beş çanta  almak yok artık. Tek bir ürün alıp onun hakkını veriyorum.

İşte bu yaz bende sıklıkla görülecek çantam da bu yeşil nostaljik  çantam.

Tipik bir oğlak burcu kadını olarak eskiye düşkünümdür.
Vinatge ürünleri de çok severim.
Zamanında annemlerin kullandığı bu tarz bir çantayı hep istemişimdir, ama piyasada pek bulunan bir model değildir. 
Bulduklarımı da ben sevmemiştim zamanında…
İşte evde olduğumuz bu günlerde bende moda sayfalarını, alışveriş sitelerinde yeni gelen ürünlere bol bol baktım.
Hem yeni sezonu anlamak, hem de moda tasarımcısı olan yanım ile yaratıcılığımı beslemek adına.


İşe bu sıralarda Zara ‘da gördüm bu çantayı.
Modeliydi ilk başta benim gözüme çarpan.
Sonra renkleri.
Ve yazın ne kadar rahat kombinleyeceğimi düşündüm ki yazın bir yere çıkacak mıyım, karantina ne olacak diye bir soru aklımdan bile geçmeden.
 Ve en sonunda fiyatına baktım tüm bu düşünceler aklımdan geçerken.
Pek ucuz, düşünmeden sepete eklenecek bir bedel ile satışa sunulmamıştı.
En azından benim için.

İşte o anda biraz düşündüm, gerekli mi değil mi, alsam mı , almasam mı diye?
Artık bazı sorumluklar bende olduğu için, düşünmeden alışıveriş yapma devrim uzun zaman önce bittiğinden olsa gerek.
Ama içindeki yirmi yaşların tüm deliliğini taşıyan Dilek fısıldadı, almalısın, bu aylarda zaten kendine pek bir şey almadın diye...Ve bende bu sesi huşu içinde dinledim.


Sonuç; mutluyum.
Bu çantayı her kullandığımda mutluyum.
Ve benim gibi ufak mutluluklar ile hayatını geçiren biri için güzel bir netice.

Ve bugün ne yazsam diye düşünürken çantamı, çantanın arkasında ise kendimden ufak bazı izleri sizlerle paylaşmak istedim.

Daha iyilerinin ve daha büyük mutlulukların sizlerin olması dileği ile.
Sevgiler.
💖
Devamını oku

6 Mayıs 2020 Çarşamba

OKUYAMAMA SORUNSALI ÜZERİNE BİR KİTAP ALIŞVERİŞİ HİKAYESİ…



Olaydan birkaç ay önce;
Biraz vaktim olsa, şöyle bir ayaklarımı uzatıp tüm gün kitap okusam, okunmak için bekleyen o kadar çok kitabım var ki, hangisinden başlayacağıma nasıl karar veririm bilmiyorum…
Corona günlerinden sonra;
Home Office evden çalışmaya devam etsem de, evde oldukça boş vaktim oluyor. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu hafta sonlarında. Ve ben vakitten bol bir şeyimin olmadığı bu günlerde  kitap okuyamıyorum!
Bakıyorum, doğru yazmışım, Oku-ya-mı-yo-rum!
Büyük bir heves ile kitabın kapağını açıyorum ve başlıyorum okumaya, iki üç sayfa sonunda öflemeler ile devam eden bu süreç gözlerimin ağır ağır kapanması akabinde uyuma ile neticeleniyor.
Bu şekilde iki üç başarısız okuma denemelerinden sonra seçtiğim kitap türünde değişiklik yapmamın iyi geleceğini düşünüp okuma macerama devam ediyorum.
Hatta romantik komedi türünde kitaplar seçiyorum ki okuması rahat ve sürükleyici olsun. Bunda başarılı da oluyorum, 100-150 sayfa arası okuyabiliyorum bu türde kitapları.
Ama yine olmuyor, ol-mu-yor.  Ve kitaplar yarım kalıyor.


İçinde bulunduğum ruh halini tam olarak tanımlayamasam da bir isteksizliğimin olduğu kesin. Ruh halimi sadece karantinaya ve onun getirdiklerine bağlamak istemiyorum, çünkü kronik olarak her baharda yaşadığım yorgunluk halimin de olduğunu biliyorum.
Bu arada okuma serüvenim de bitirdiğim kitaplardan da bahsetmeliyim ki onlara ve bana haksızlık olmasın;
·       Mevcut olan işim ile ilgili olarak iki kitabı,
·       Bir tane Stefan Zweig ‘in yazmış olduğu bir kitabı,
·       Bir tane de yoga ile ilgili bir kitabı bitirdim.
Ama normal şartlarda bir ayda okuduğum bu kitapları, bu kadar zaman bolluğu yaşarken bir haftada bitirmemdi esas sorun.
İşte bu ruh halinde, bu eylemsizlik ile yaşarken D&R dan kitap siparişi verdim. Kitapları uzun uzadıya inceleyerek, araştırarak seçmedim açıkçası. Hatta ne aralık sipariş vermeye karar verdim ne aralık aldım onu bile anlamadım. Ani gelişen bir alışveriş oldu benim için.

Aldığım kitaplar ise; 


MS 2150
Çok duyduğum, okuyanın öve öve bitemediği bu kitabı artık bende okumalıyım dedim. 
Uzun zamandır aklımdaydı bu arada.

 

 Yol Arkadaşım Kundalini Yoga
Senelerdir yoga yapmak istemişimdir, ha bugün ha yarın derken corona belasının başımıza gelmesinden iki ay önce butik bir yoga kursuna kayıt olmuş ve sonunda hikâyemde bir yoga durağında durmuştum. Bu süreç ve yoga deneyimlerimi sizlerle paylaşmak isterim bir gün.
Ama corona benim yoga macerama da ara verdi. Hoş evde derste öğrendiklerimi yapmaya ve vücudumun esnekliğimi azaltmamaya çalışıyorum.
Yogaya başlamadan öncede ve başlayınca da konu ile ilgili birçok kitap okudum.  İşte bu okuma serime bu kitapla devam etmek istedim.

 

İkinci Hayatin Tek Bir Hayatin Olduğunu Anladığında Baslar
Kitabın ismi ilgimi çekti ve aldım. Bu kadar.
Ve kitaba kargo gelir gelmez başladım, hatta bu yazıyı yazarken kitabın yarısına kadar gelmiştim.
Güzel seçimmiş…
 En kısa zamanda kitaplarımı okuyup,  yorumlarımı paylaşmak dileği ile.
Sevgiler…




Devamını oku

22 Temmuz 2019 Pazartesi

BİR TROPİKAL ESİNTİ, YAZ ÇANTAMDAN ...


Bugün sizlere, her kullandığımda beni varlığı ile mutlu eden, içimde yaz çiçekleri açtıran  çantamı paylaşmak istiyorum.
Bu yazıyı yazarken bile yüzümde nedenini bilmediğim bir gülümseme var. 
Evet, bu çanta kesinlikle bana pozitif bir enerji veriyor. 
Aşağıda da bunun bir resmini bulabilirsiniz. 


Çantayı iki sene önce Zara 'dan almıştım.
Fiyatını her zaman olduğu gibi tam hatırlamıyorum.
150 TL civarıydı, galiba !

Kullandığım süre hesaba katılırsa, benim için çok pahalı olmayan bir çanta oldu bu tropikal esintili çanta.

Çanta boyutu ne büyük, ne küçük.
Tam ideal boy.
Tüm eşyalarımı alıyor ve yaz kıyafetlerimde de sırıtmıyor büyüklük olarak.

Kısacası çok ama çok sevdiğim, kullanırken de bir o kadar rahat olduğum bu çantayı paylaşmak istedim sizlerle.
Belki benden size bir tropikal esinti gelir diye ...


Bu resimler İstanbul Arkeoloji Müzesinin bahçesinde çekildi. 

İçeride bulunan tarihi eserler paha biçilemez. 
Buna karşın sunumlarının daha iyi olmasını gerektiğini düşünüyorum.
Bu anlamda müzede biraz hayal kırıklığı yaşadım. 

Ben müzeyi ziyaret ettiğimde restorasyon çalışmaları devam ediyordu. 
Umarım  sunumlar daha etkileyici olmuştur.

Ama ne olursa olsun kesinlikle İstanbul' da ziyaret edilmesi gereken müzelerden biri.
Ki ben bu kadar geç gittiğim için çok pişmanın.

O zaman , İstanbul Arkeoloji Müzesinde sonbaharda bir ziyaret daha yapılsın ve blog için bol bol fotoğraf çekilsin. 
Anlaştık mı?

Hayatınıza pozitif enerji veren kişilerin olması, hatta mümkünse sizi mutlu eden bir çantanız olması dileği ile. 
Sevgiler.
💖

Devamını oku

28 Ocak 2019 Pazartesi

UFAK BİR OXXO ALIŞVERİŞİ…


 Güzel bir güne olması dileği ile bugün ki paylaşıma başlıyorum.
Daha doğrusu başlıyoruz.
Çünkü bu yazıyı yazarken tuşların üstünde benim parmaklarımın üstünde pamiş efendi var.
Galiba bu yazıyı beraber yazacağız benim yakışıklı oğlumla.
Hadi bakalım pamiş efendi başlayalım yazmaya.


Bugün sizlere hafta sonu oxxo dan yapmış olduğum alışverişimi paylaşmak istiyorum.
Bakalım satın aldıklarımı beğenecek misiniz?
İlk olarak bu tüy yumağı kazağı aldım.
Neden aldım, alırken ki psilolojim neydi?
İnanın bilmiyorum.
Benim pek kullanmadığım bir tarz.
Bu tarz tüylü kazaklar insanı bir iki beden kalın gösterdiği tercih etmesem de hafta sonu ki alışverişimde satın aldım.


Özellikle kol detayı beni cezp etti.
Galiba da kazağa farklılık katan noktası burası.
Biraz iddialı olasın beni düşündürse de, siyah olması kombinleme de bana pek sorun çıkartmayacağını düşünerek satın aldım.
Fiyatı 99.95TL.


Diğer ürün ise içimdeki hürremi açığa çıkartan bu taç.
Bu model taçlar gelecek sezonda çok moda olacağı için satın aldım.
Yeşil, zümrüt yeşili olanını daha çok beğensem de kombin rahatlığı için siyah olanını tercih ettim yine.
 Pek taç takan bir olmadığımdan, satın alırken umarım takarım diye dua ederek satın aldım.
Fiyatı 29.95 TL.


Bu alışverişimde tarzımın dışına çıkan şeyler alsam da, değişiklikten korkmamak gerek diyorum.
Değişim güzeldir, değil mi?
Pamişte bunu onaylayarak size sevgilerini yolluyor.
Daha güzel ve iyilerinin sizlerin olası dileği ile.
Sevgiler.

Devamını oku

4 Aralık 2018 Salı

INGLOT İLE TANIŞMA, UFAK BİR ALIŞVERİŞ HİKAYESİ


Bugün sizlere daha önce birçok kereler hakkında güzel şeyler duyduğum bir marka olan Inglot  ürünleri hakkında ki ilk izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Kış sezonu öncesi kozmetik mağazalarında ki indirimlerden, ihtiyacım dışında bir şey almayacağım! Desturu ile indirimlerde sadece bitmiş veya bitmekte olan cilt temizlik ürünlerimi alarak kapatmış bir blogger olarak, yeni bir marka ve yeni birkaç ürün keşfetmeyi hak ettiğimi düşündüm.
Tabii bu ufak alışverişi de abartmamak kaydı ile. 
İşte bu karar aklımın bir köşesinde iken, Marmara Parkta bulunan Inglot mağazasına girdim.
İlk olarak ürünleri detaylı bir şekilde inceledim.
Farları çok hoşuma gitse de, farımın çok olması ve olan bu farları pek kullanmam nedeni ile çok detaylı bir incelemeye girmedim, sorsanız fiyatlarını bile bilmiyorum derim. 
Ki benim bir üründen dikkat ettiğim ilk şeylerden biridir fiyat ( serde biraz pintilik vardır ).
Ama şu kadarını söylemeliyim ki renk skalası çok güzel. Aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Bir aydınlatıcı hastası olarak, aydınlatıcıları da beğendim ise de, artık aydınlatıcı almıyorum!
Lütfen!
( mezara götüreceğim bu kadar aydınlatıcıyı diyorum ve parantezi kapatıyorum.)

İşte bu sırada ürünleri tek tek incelerken mağaza görevlisinden yardım istedim ve bana mağazanın olmazsa olmaz ürünü nedir diye sorduğum da fondötenlerini önerdi. Ancak ben fondötenim olduğunu ve çok memnun olduğum için değiştirmeyi düşünmediğimi söylediğimde bana önerdiği ve benim de satın aldığım iki ürün oldu. Biri consealer, diğeri ferahlatıcı yüz spreyi.

Ürünler hakkında ki ilk yorumlarım ise söyle;


İlk olarak, bir kuru ciltli olduğumdan nem veren bu spreyi mağaza görevlisinin çok övmesi ve mağazada ki denememde de hoşuma gitmesi nedeni ile aldım. 
Hem makyaj öncesi, hem makyaj sonrası kullana bilinen bu spreyi genel olarak beğendim.
 Günlük hayatımda çantamda olan bu ürünü kullanınca hoş bir ferahlık veriyor. 
Ama çok mu şart, almalı mıydım sorusuna kesin olarak evet diyemem …  
Bu arada spreyin kokusu çok hoş.


Daha sonra ise bir consealer aldım.
 Kuru ciltler için hem kapatıcı hem aydınlık verici olan bu krem concealeri sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. 
Bu yazıyı sizlerle paylaşıncaya kadar en az on kere kullandım. 
Kapatıcılığı ve aydınlık vermesinin yanında, cildimi kurutmaması ve çizgilere dolmaması nedeni ile de ürün benden geçer not aldı.



Bu arada Inglot,Polonya markası ve hayvanlar üzerinde deney yapmıyor. 
İlki değilse bile ikincisi benim için çok önemli. 
Sizin içinde önemlidir diye umarak paylaşıyorum.

Peki, sizin kullandığınız ve sevdiğini Inglot ürünler var mı?
Paylaşırsanız çok mutlu oluruz?  
Sevgiler.

Devamını oku

9 Ekim 2018 Salı

BİR SİLİNDİR ÇANTA ÖYKÜSÜ ...


Silindir ; alt ve üst taban düzlemleri birbirine eşit dairelerden oluşan, açıldığında yan yüzü dikdörtgen, alt ve üst yüzü birer daire olan cisim.
Yeni çantamın modeli silindir olunca yazıma silindirin tanımı ile başlamak istedim.

Bu sezonun çanta modasında silindir modeller çok revaçta olunca bende kendime bir tane silindir  model çanta aldım, Mango'dan. 
Değişik ve biraz sıra dışı olan her şey zaten ilgimi çeker.
Bu çantada günlük kullanım için uygun bir sıradışılığa sahip kanımca. 
Siz ne dersiniz ?

Bu kış sezonu boyunca başka çanta almayacağımın sözünü kendime vererek.
Umarım sözüme sadık kalırım. 


Çantanın siyah, pastel yeşili ve koyu yeşili renkleri vardı. 
Benim tercihim koyu yeşilden yana oldu.
Zaten bu rengi oldum olası severim ve kendime yakıştırırım .
Ama çantanın bu rengine ulaşmam kolay olmadı.
İnternete ki online mağazasında bu renk tükenince 5 mağaza dolaşıp ancak en son mağazada kalmış olan son çantayı aldım. 

Bu arada çantanın hem kısa hem uzun sapının olması kullanım açısından beni bayağı rahat ettirdi.
Zaman zaman postacı çantası gibi önüme bile asabildim. 

Derisinin yumuşak olması da içine bir çok şeyi koyabilmemi sağladı ise de , eskiden bavul tarzı çantalar kullanan ben için tabi ki yeterli olmadı. Ama buna da alışmaya çalışıyorum.
Ben artık küçük çantalar kullanabilen zarif bir bloggerim. 
Değil mi?
Şaka bir yana bu çanta günlük kullanım için yeterli bir iç alana sahip.


Fiyatı 199 TL.
Pek ucuz olmasa da , ucuz olan ne kaldı diyerek kendimi avutuyorum. 
Hem zaten bu kış başka çantada almıyacağım. 

Yazımı sonlandırırken yazımı okuyan herkese sevgilerimi yolluyorum. 
Özellikle çantaları ile aşk yaşayanlara...

Devamını oku